
AB'den Türkiye'ye yaptırım kapıda mı?
Avrupa Parlamentosu (AP), Türkiye'de muhalefet belediyelerine kayyım atanmasını kınayan bir karar aldı ve bu uygulamaların sona erdirilmesi çağrısında bulundu. Kararda, kayyım atamalarının demokratik değerlere aykırı olduğu vurgulanırken, Avrupa Birliği'ne (AB) Türkiye'ye yönelik yaptırımların değerlendirilmesi önerildi. Ancak, AP kararları bağlayıcı olmadığı için olası yaptırımların hayata geçmesi AB Konseyi ve Komisyonu'nun tutumuna bağlı olacak.
HABER
2/14/2025


Avrupa Parlamentosu (AP), 13 Şubat 2025 tarihinde Türkiye'de muhalefet belediyelerine yönelik kayyım atamalarını kınayan ve bu uygulamaların derhal sonlandırılmasını talep eden bir karar aldı. Kararda, seçilmiş belediye başkanlarının görevden alınarak yerlerine kayyım atanmasının yerel demokrasinin temel ilkelerine aykırı olduğu vurgulandı.
AP, Türkiye'de "terörle mücadele" yasalarının muhalif siyasetçiler ve insan hakları savunucularına karşı sistematik olarak kullanılmasını eleştirerek, bu uygulamaların demokratik normları ihlal ettiğini belirtti. Ayrıca, görevden alınan belediye başkanlarının derhal serbest bırakılmasını ve görevlerine iade edilmelerini talep etti.
Kararda, Avrupa Konseyi ve Venedik Komisyonu'nun tavsiyeleri doğrultusunda kayyım sisteminin kaldırılması gerektiği ifade edildi. Ayrıca, Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi'ne, kayyım olarak atanan ve atamaları gerçekleştiren yetkililere yönelik kısıtlayıcı tedbirlerin (yaptırımların) uygulanmasının değerlendirilmesi çağrısında bulunuldu.
AP'nin bu kararı, Türkiye'ye yönelik olası AB yaptırımlarını gündeme getirse de, AP kararlarının bağlayıcılığı bulunmamaktadır. Bu nedenle, Türkiye'ye yaptırım uygulanması için AB Konseyi ve Komisyonu'nun da benzer yönde adımlar atması gerekmektedir. Geçmişte, AB'nin Türkiye'ye yönelik yaptırım kararları, özellikle Doğu Akdeniz'deki sondaj faaliyetleri nedeniyle alınmış ve bu yaptırımlar belirli sürelerle uzatılmıştır.
Sonuç olarak, AP'nin kayyım atamalarına ilişkin kınama ve yaptırım çağrısı, AB'nin Türkiye ile ilişkilerinde yeni bir gerilim noktası oluşturabilir. Ancak, bu çağrının somut yaptırımlara dönüşüp dönüşmeyeceği, AB'nin diğer kurumlarının ve üye ülkelerinin alacağı kararlara bağlıdır.