people waving flag of France near building

Fransa'da Yöneticilerin Asıldığı Terör Dönemi (1793-1794)

Fransız Devrimi'nin umut dolu başlangıcı nasıl kanlı bir terör rejimine dönüştü? Robespierre, giyotinler ve devrim mahkemeleri eşliğinde 1793–1794 arasındaki korku çağını sizler için kısa bir yazıda derledim.

TARIH

4/15/2025

🎩 Devrimin Gölgesinde: Fransa’nın Korku Çağı (1793–1794)

“Özgürlük, eşitlik, kardeşlik” sloganıyla başlayan devrim, bir yıl içinde “ihbar, yargı, giyotin” üçlüsüne dönüştü.

  1. yüzyılın sonlarında Fransa, yüzyıllardır süren krallık yönetimine isyan etti. Halk, adalet istiyordu; özgürlük ve eşitlik için Bastille hapishanesini bastı, krallığı devirdi. Ama devrim, kısa süre içinde kendi çocuklarını yemeye başladı. 1793 ve 1794 yılları arasında geçen bu dönem, tarihe “La Terreur” – Terör Dönemi olarak geçti.

an abstract photo of a curved building with a blue sky in the background

⚖️ Robespierre ve Devrim Mahkemeleri

Devrimin önderlerinden Maximilien Robespierre, idealist bir avukattı. Halkın refahı için mücadele ediyordu. Ama gücü arttıkça fikirleri radikalleşti. Ona göre “halk düşmanları” temizlenmeliydi – kim oldukları fark etmezdi.
1793’te kurulan Devrim Mahkemeleri, ihbarla tutuklanan herkesi yargılamaya başladı. Ama bu yargılamalar formaliteden ibaretti. Bir ihbar yetiyor, suçlu ilan ediliyordunuz.

an abstract photo of a curved building with a blue sky in the background

🪓 Giyotin: Adaletin Soğuk Eli

Bu dönemin en simgesel aracıydı: Giyotin. Başlangıçta “hızlı ve acısız ölüm” sağladığı için adil görülüyordu. Ancak kısa sürede bir terör makinesine dönüştü.
Sadece krallar değil; devrimciler, köylüler, hatta kadınlar da “devrime ihanet” suçlamasıyla bu soğuk bıçağın altına gönderildi.

Giyotin öylesine sıradanlaştı ki, Parisliler için bir “seyirlik gösteri” haline geldi. Meydanlar dolup taşıyor, halk çoluk çocuk infazları izliyordu.

an abstract photo of a curved building with a blue sky in the background

👀 Korku Her Yerdeydi

Sokakta konuşmaktan çekinilir oldu. Çünkü bir bakış, bir espri, bir sessizlik bile sizi “halk düşmanı” yapabilirdi. Komşular komşularını ihbar etti, dostluklar yok oldu.
Kadınlar gıda kuyruklarında tartışınca tutuklandı, işçiler greve kalkınca “Kraliyet yanlısı” ilan edildi. Devrim, halkın umudu olmaktan çıkıp günlük hayatın kabusu oldu.

an abstract photo of a curved building with a blue sky in the background

🔚 Terörün Kendi Sonu

Robespierre bir süre sonra herkesi şüpheli görmeye başladı. Eski dostlarını bile yargılattı. Sonunda sıra ona geldi.
1794 Temmuz’unda, Robespierre tutuklandı ve ironiyle karışık bir şekilde, o da giyotine gönderildi.

an abstract photo of a curved building with a blue sky in the background

🧠 Son Söz: Devrim mi, Despotizm mi?

Terör Dönemi, bize şunu öğretiyor: İyi niyetle başlasa bile, adalet duygusu güç hırsına yenik düşerse, baskı kaçınılmaz olur.
Robespierre’in dediği gibi:

“Erdem, terörle tamamlanmadıkça güçsüzdür. Terör, erdemin bir ifadesidir.”
Ama tarihin cevabı çok daha net: Terör, en sonunda herkesi yutar.